KLASforum ® Netin KraLıyız HeR Ko$uLda!...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


KLASforum ® Netin KraLıyız HeR Ko$uLda!...Hoş geldin, .
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız: 0

 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Muhsin Yazıcıoğlu yaşıyor mu?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
RigeL*
Ben arkadandan bakakalacağım...
Ben arkadandan bakakalacağım...
RigeL*


Mesajlar : 75
Kayıt tarihi : 08/02/11
Nerden : 7Tepe

Muhsin Yazıcıoğlu yaşıyor mu? Empty
MesajKonu: Muhsin Yazıcıoğlu yaşıyor mu?   Muhsin Yazıcıoğlu yaşıyor mu? EmptySalı Şub. 08, 2011 5:31 pm

Muhsin Yazıcıoğlu yaşıyor mu? Resim_Muhsin-Yazicioglu-yasiyor-mu-_47673

Muhsin Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu çok konuşulacak açıklamalar yaptı.
29
Mart yerel seçimleri öncesinde çıktığı Çağlayancerit yolunda dağların
geri vermediği BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun yaşadığı
helikopter kazasıyla ilgili her gün yeni soru işaretleri ortaya çıkıyor.
Kaza sonrasında yaşanan ihmaller ve kusurlar DDK raporu ile adeta
tescillendi. Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu ve oğlu Furkan
Yazıcıoğlu kazayla ilgili millet vicdanını rahatsız eden her konunun
aydınlatılmasına kendilerini adamışlar, adeta iğneyle kuyu kazıyorlar.
Bugüne kadar medyada çok fazla konuşmadılar, Furkan Yazıcıoğlu ilk kez
konuştu. Gülefer Yazıcıoğlu, her şeyden önce eşini kaybeden bir anne.
Çocuklarının başında dimdik ayakta, neler neler yaşamamış ki. Kalbini
açtı, içini döktü, anlattıkları ile tarihe de not düştü.

“Televizyondan bak kritik yaparız”
*Nasılsınız?
"Liderim", "eşim" dediğim bir insanı
kaybettim. Onun yokluğunu ve acısını hissediyorum, ama onun dışında,
iyiyim, dimdik ayaktayım ve Allah'ın izniyle böyle de olmaya devam
edeceğim.

*Muhsin Bey ile en son ne zaman görüşmüştünüz?
Muhsin Başkan ile en son kazadan önce
çarşamba günü telefonla görüştüm. Seçim çalışmalarından dolayı uzunca
süre yüz yüze görüşememiştik. Çarşamba günü esnaf geziyorlardı,
helikopterle Çağlayancerit'e gideceğini söyledi, "Televizyondan bak,
kritiğini yaparız" demişti.

*Kazayı nasıl duydunuz?
İki arkadaşım söyledi.
*Çocuklarınızdan sakladınız mı?
Hayır, ben onları görünce "Evet, böyle bir
şey oldu" dedim. "İyiymiş" filan dediler, "Yok, bunun iyisi olmaz"
dedim. Çünkü, Muhsin trafik kazası geçirdiği zaman önce bizimle irtibat
kurar, bana ulaşamazsa, mutlaka çocuklara ulaşırdı, "Ben iyiyim, bir
haber görürseniz merak etmeyin, hiçbir şeyim yok" derdi. Bu sefer haber
alamayınca telaşlandım, aramayınca gece yola çıktık, gittik. Perşembe
sabah oradaydık. Neler yapılıyor, neler yapılmıyor hepsini gördüm
orada.

İLK DEFA HELİKOPTERE BİNMEDİ
*Muhsin Bey helikoptere binmeye nasıl karar verdi, öncesinde hiç konuşmuş muydunuz?
Bu bir imkân meselesi, imkânı olan insan
araba yolculuğu yapacağına helikopteri, uçağı tercih eder. Zaman
kaybetmeyecek, yorulmayacak. Çağlayancerit'teki insanlar gelmesini çok
istediği için helikopter tutulmuş. Muhsin Bey hayatında ilk defa da
helikoptere binmiş değil. Daha önce Kosova'da savaş esnasında kapısı
bile olmayan helikopterle uçmuş, Azerbaycan'da binmiş.

* Size Muhsin Bey'den miras ne kaldı, bir malvarlığı var mıydı?
Muhsin Başkan cezaevinden çıktıktan sonra
arkadaşlarıyla kurdukları bir şirket var, onun dışında Ankara'da ve
Sivas'ta bir evimiz var, arabalarımız var. Asıl bize ne bıraktı biliyor
musunuz? Dünyada hiç kimseye nasip olamayacak, dünya kadar para
harcansa elde edilemeyecek manevi bir miras bıraktı. O manevi miras
dünya malına, dünyayı verseler değişilmeyecek bir manevi miras.


HATASI OLANLAR AÇIĞA ALINSA BELKİ KONUŞURDU
* Kaza sonrası hemen gittiğiniz Maraş'ta neler yaşandı?
Her şey fiyaskoydu. Neler olmadı ki? Bir kere
aramadılar. Askerleri arabalara bindirdiler, oradan oraya.. Devlet
yetkilileri oraya geldi. Evet geldi, ama gelmek çok önemli değil, irade
göstermek çok önemli. Kuru kalabalık. Arama kurtarmanın tam anlamıyla
yapılmadığını gördüm. DDK'nın raporunda da çıktı, ilk tespit edilen yer
doğru yer, ilk bildirilen yer orası, askerin de ilk gittiği yer orası.
Orası çevriliyor, askerler diziliyor ama niyeyse orada arama yapmıyor.
Eksiği, hatası olanlar açığa alınsaydı belki konuşurlardı. Sadece
onlar değil, devlet sınıfta kaldı.

BATARYA DURUYOR HAFIZA KARTI YOK
* Kayseri Valisi'ne "Başkan bulundu, kırıkları var,
hastaneye götürülüyor" bilgini kim vermiş, niye vermiş, nasıl vermiş bu
konuda kafanızdaki soru işaretleri aydınlandı mı?
Hayır. DDK raporunda ismi geçen X şahsının bu bilgiyi verdiğine, haberin o kaynaklı olduğuna inanmıyorum.
*DDK raporunda birçok tespit var, GPS cihazlarıyla ilgili tartışma var.
GPS cihazlarıyla ilgili Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü'nün kurduğu kaza kırım ekibi o zaman "makinalar var, hafıza
kartları yok. Hafıza kartları düşmüş olabilir, kar eriyince onları
tırmıkla bulacağız" demişlerdi, sonra da nasıl olduysa makinaların
kendileri de kayboldu.

*Muhsin Bey'in telefonun kartı da bulunamamıştı, sonra bir gelişme oldu mu?
Hayır, bulamadık onu da. Bize verilen
telefonda telefonun arkasındaki batarya kapağı yok, düşmüş, ama
içindeki batarya cihazı düşmemiş. Hafıza kartının bataryanın altında
olması lazım, batarya duruyor üstte, ama alttaki hafıza kartı yok.

*Siz olayı duyunca telefonla aradınız mı Muhsin Bey'i, telefonu helikopter düştükten sonra çalışıyor muydu?
Ben aradım, ilk başta çaldı telefon, ama açan
olmadı. Ayrıca iki-üç kişi daha var. Haberi alınca aramışlar, telefon
çalmış ama cevap alamamışlar. Sonra aynı anda başkaları da aradığı için
hep meşgul çaldı.

ÖZEL YETKİLİ SAVCI SORUŞTURMALI
*Şimdi hangi konuların üzerine gidilmesini istiyorsunuz?
DDK'nın kusurlu, hatalı bulduğu, savcıları
göreve çağırdığı konuların bir an önce üzerine gidilmesi lazım. Onun
için özel yetkili savcı biran önce görevlendirilmeli. DDK'nın raporunda
geçen isimleri, konuları ancak özel yetkili savcılar soruşturabilir.

*Bundan sonra neler yapacaksınız?
En ufak detayına kadar aydınlatılması için
elimden gelen bütün çabayı sarfedeceğim. Kurum ve kuruluşların iyi bir
eğitimden geçmesi gerektiğine inanıyorum. Bizim yaşadığımız acıyı
başkaları yaşamasın. İnsanların başına bir şey geldiği zaman "evet
benim devletim var ve bunun gereğini yapar" diye güven içinde olması
lazım. Devlet sadece bana değil, bütün vatandaşlarına o güveni
sağlamalı. Bu ülke bizim, ülkemi ve milletimi çok seviyorum. Ülkemi ve
milletimi sevdiğim için hukuk dışına çıkmayarak hukukun içinde hiçbir
kargaşa olmadan bu olayın takipçisi olacağım.

O UÇAKLAR KİMİN O ZAMAN?
* DDK raporunda kaza öncesinde ve sonrasında bazı uçuşlar olduğu yazıyor, Hava Kuvvetleri Komutanlığı bir açıklama yaptı.
Hava Kuvvetleri açıklama yaptı, ama DDK bu
raporu hazırlamadan önce o bilgileri vermelerini tercih ederdim. "Bizim
F4 ve F16'larımız uçmamıştır" diyor, o zaman sivil radarlara yakalanan
uçaklar kimin uçakları? Bunun cevabının verilmesi lazım. Ben de
sonuçta DDK raporundan çıkanları söylüyorum.

SİLAHINI 1 YIL SONRA ALDIK
*Bir de Muhsin Bey'in kaybolan çantasından bahsediliyor bulundu mu o çanta?
Muhsin Başkan'ın cenazesinden sonra, o enkazı
ilk bulanlardan bir kişi, geldi, Muhsin Bey'in çantasını tarif etti.
Bu insan nereden biliyor Muhsin Bey'in çantasını? Demek ki görmüş. O
çanta yok şimdi ortada.

*Ne koyardı o çantaya?
Evraklarını, teşkilatlarla ilgili dosyalarını
koyardı. Teşkilatlara para götürecekse onu koyardı. Bir tane
kullanmadığı telefonu vardı onu koyardı.

*Silahı ne oldu?
Bir sene sonra aldık.

KLONLAMADIYSALAR MUHSİN BAŞKAN'DI
*Siz bulunduktan sonra gördünüz mü eşinizi?
Evet, Kahramanmaraş Devlet Hastanesi'ne
helikopterle Muhsin Başkan'ı getirdiler, biz de helikopterle gittik.
Morga cenazeler konulduktan 5 veya 10 dakika sonra biz girdik, gördük.
Muhsin Başkan sedyenin üzerinde yatıyordu, üzerinde giysileri vardı,
ayakkabıları bile ayağındaydı. Uyuyor gibiydi, yüzünde gözünde hiçbir
yarası beresi yoktu. Muhsin Başkan'dı işte.

* Bu konuda da iddialar var, "Muhsin Bey ölmedi" diyorlar.
Getirsinler de görelim biz de veya neredeyse
söylesinler biz de gidelim. Muhsin Yazıcıoğlu'nu klonlamadılarsa,
aynısından bir tane daha yapmadılarsa benim gördüğüm Muhsin Yazıcıoğlu
idi. Giydiği gömlek, parmağındaki yüzükle, her şeyiyle Muhsin
Yazıcıoğlu'ydu.


O SORULARA DEVLETİM CEVAP VERSİN
*Bir sürü tuhaf olay yaşandı, "olacağı vardı oldu" deyip, üst üste yaşananları doğal mı karşılıyorsunuz?
Tabii ki doğal gelmeyen yönleri var, doğal
gelmeyen yönleri olduğu için ısrarla bu olayın peşinden gidiyorum. Kaza
da olabilir, kendi kendine düşmüş de olabilir, bilemiyorum, suikastsa
da çıkartsınlar. Kaza sonrasını ise biliyorum, aramadılar,
kurtarmadılar. Hadi bizimkilere ulaşamadılar, İsmal'i konuştura
konuştura öldürdüler. Ben artık kabre hiç gündüz gitmiyorum.
Karşılaştığım insanlar sürekli soru soruyorlar. Milletin vicdanı Muhsin
Yazıcıoğlu'nun aranmadığını kesin biliyor, bana dönüp "öldürdüler"
diyorlar. Ben de milletin vicdanını rahatlatmak için neyse ortaya
çıkarın diyorum. İnsanların sorularına cevap vermekten ben yoruldum, bu
soruların cevabını insanlara devletim versin.

YARIM SAATE ARAR DİYE DÜŞÜNDÜM
*Furkan kazayı sen nasıl öğrendin?
Ben de arkadaşlarımdan öğrendim.
Berberdeydim, televizyona sırtım dönüktü, o anda arkadaşlarım
televizyondan görmüşler, ilk önce söylememişler bana. Teyzemler sık sık
"eve gelmiyor musun" diye arıyorlardı, eve gittim. Kapının önünde
gazeteciler vardı, eve çıktım, ev kalabalıktı, orada tam olarak
öğrendim.

*Ne hissettin o anda?
Önce çok büyük bir olay gibi gözükmüyordu,
yarım saate kadar arar diye düşünüyordum, ama arayan olmadı. Aramayınca
ve helikopter de bulunmayınca ilk gece ümidi kestim, ama tabi kimseye
söyleyemiyorsun.

* Muhsin Bey sana hiç kızar mıydı?
Birkaç defayı geçmez. Babam beni çözmüş,
annem anlattı. Ben pek baskı kabul etmiyorum, tabi bu annem için
geçerli, babam için geçerli değildi. Çok az görürdük, zile bastığında
ve ben kapıyı açtığımda, karşımda önce Muhsin Başkan'ı, sonra babamı
görürdüm. Benim liderim, idölümdü. Bir dava adamı, millet adamıydı.

BABAMIN CEP TELEFONUNDAN İNTERNETE GİRİLMİŞ
*Furkan, arama, kurtarma çalışmalarıyla ilgili oldukça kızgın olduğunu duydum.
Nasıl olmayayım? Olayın olduğu ilk gün,
akşama doğru Jandarma Komuta Kontrol Merkezi, 156 aranıyor. Sanırım
Sisneli bir köylü arıyor, "Köyün çocukları kırmızı bir helikopterin
geçtiğini görmüşler. Kara Yakup Tepesi'nin diğer tarafına düşmüş
olabilirler, Sisne'den sonraki köyü aradık, orada köylüler helikopteri
görmemiş, görmediklerine göre o arada bir yerdedir" diyorlar. "Bu kadar
önemli bir konuda kalkıp da çoluk çocuğa mı inanacağız" diye telefonu
kapatmışlar. O çocukların gördüğü yer helikopterin düştüğü yer. Böyle
şeyler yaşandı.

*Babanın kullandığı telefonun hafıza kartında ne olabilirdi?
Olayın aydınlatılabilmesi açısından telefonun
hafıza kartının bulunamaması çok büyük kayıp. Teknolojiyle pek arası
iyi değildi, ama telefonla fotoğraf çekmeyi çok seviyordu. Ben bir
ümide kapılmıştım, eğer bir süre yaşadıktan sonra vefat ettiyse mutlaka
telefonuyla fotoğraf çekmiştir diye.

*DDK raporunu sen okuyormuşsun, sence neler aydınlatılmalı?
Bir kere GPS cihazının 2 günde kaybolmasının
nedenini bilmek istiyorum. Bunlar kazanın nedenini, oluş şeklini
gösterecek cihazlar. Kaza anında telefonun içinde bulunan hafıza
kartının savcılığa gidene kadarki süreçte nasıl yok olduğunu merak
ediyoruz. Bir de sözel olarak DDK'dan araştırılmasını istediğimiz bir
husus vardı, Muhsin Başkan'ın telefonundan kaza sürecinden önce ve
sonra 4 defa internete girilmiş, uzun sürelerle internette kalınmış,
veri alışverişi yapılmış. Babam telefondan internete kesinlikle
girmezdi, bilmiyordu. Veri alışverişleri yapılmış, biz bunların IP'leri
üzerinde çalışmalar yaptık, adresler Avustralya çıktı, bir tanesi
çölün ortasında çıkıyor. Muhsin Başkan'ı internete giriş adresi
üzerinden aramaya kalksalar Avustralya'da aramaları gerekiyor. Bunun bir
izahını bekliyoruz. Helikopter düşmeden önce, helikopterin düştüğü
sanılan saat aralığında ve helikopter düştükten sonra girilmiş.
Yanlışlıkla girilmiş olsa veri alış verişi olmaz.

* Ailenin ve partinin kazanın üzerine gitmediği yönünde iddialar da var.
Allah'tan korksunlar. Bunu diyenlerin bize ne
kadar yardımı olmuş? Bize bir şey yapmadığımızı söyleyenler ne
yapmışlar? Biz Türkiye Cumhuriyeti'nde bir ilki başardık. Her
seferinde "Muhsin Bey herkesin başkanıydı, parti komisyonumuza herkes
gelsin, fikrini, belgesini ortaya koysun" diye seslendik, ama hiç kimse
gelmedi.

Kendi hayatını miras bıraktı
*Baban sana bir şey bırakmış mı?
Annemin söylediği ev, arabayı bıraktığı
şeyler olarak görmemek lazım, bunlar dünyevi şeyler. Bana hiçbir zaman
"böyle ol, şöyle ol, şunu yap, bunu yap" demedi. Bana, "nasıl
istiyorsan öyle ol, sadece Allah ve Peygamberi'nden ayrılma" dedi.
Vefatından sonra ben çok aradım, acaba bize bir kenara bir şey yazıp
bırakmış mıdır diye, ama böyle bir şey olmadı. Muhsin Yazıcıoğlu'nun
konuşmaları, cezaevi notları, ajandasının köşesine yazdığı ufak tefek
notlar, bunların hepsi bıraktığı miras. Bunlardan alacağımız dersler
var. Bunları araştırdıkça, gördükçe, değerlendirdikçe değerini daha çok
anlıyoruz. Bize bütün öğütleri konuşmalarında, notlarında. Biz de
onlardan yola çıkıyoruz. İşin kolayına kaçmamızı istememiş sanırım.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Muhsin Yazıcıoğlu yaşıyor mu?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KLASforum ® Netin KraLıyız HeR Ko$uLda!... :: K A R I Ş I K :: Güncel-
Buraya geçin: